“Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 20. Yılında Neredeyiz?” Forumundan Notlar


20 Kasım 2014 Dünya Çocuk Hakları Günü sebebiyle Çocuk ve Haklarını Koruma Platformu’nun düzenlediği foruma katıldım. Çocuk ve Haklarını Koruma Platformu; 14 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelmesi sonucu oluşmuştur.

Düzenlenen forumun konusu; Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin yürürlüğe girişinin 20. Yılında Türkiye’de çocuk haklarının uygulanması açısından neredeyiz, nerede olmalıyız. Forumun amacı ise Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin yürürlüğe girişinin 20. Yılında, çocuk hakları sözleşmesindeki maddelerin uygulanması doğrultusunda yapılanların tespiti ve değerlendirilmesi ile yapılması gerekenlerin ele alınması.
Forumdaki konuşmacılar çok çarpıcı bilgiler verdiler. Aslında birçoğunu biliyoruz ama işin gerçek yüzü? Diğer ülkelerde durum nasıl bilmiyorum ama bizim ülkemizde pek de iç açıcı değil. Evet, güzel gelişmeler var, atılan adımlar var. Ancak yetersiz! Uzmanlara göre çok ciddi çocuk hakları ihlalleri var. Fırsat eşitsizliği sonucunda ortaya çıkan bir sürü problem.
Çocuk Haklarını Nasıl İhlal Ediyoruz?
1. Fırsat eşitsizliği nedeniyle beslenme, barınma, giyinme vs. gibi temel ihtiyaçların karşılanamaması,
2. Oturduğu bölgede iş imkânları olmadığı için gezici işçilik yapan ailelerin çocuklarının eğitim hakkından mahrum kalması,
3. Çocukların küçük yaşta çeşitli nedenlerden dolayı çalışmak zorunda kalması,
4. Çocuklar iyi eğitim alsın, iyi okullarda okusun diye sınava dayalı eğitim sistemine kurban edilmesi,
5. Daha karar verecek olgunlukta bile olmayan çocuklara okullarda başörtüsü taktırılması,
6. Reşit olmayan çocukların dini nikâh ile ailelerinin izin vermesi sonucu evlendirilmesi,
7. Doğumdan sonra çocukların kaydının yapılmaması, varlıklarının görmezden gelinmesi,
8. Akraba evliliklerine izin verilmesi sonucu çocukların sakat doğması,
Bu maddeler uzadıkça uzuyor. Maddelerin bazılarının ilk bakışta hak ihlaliyle ilgisi yokmuş gibi görünüyor. Ama gerçekte durum öyle değil.
Çözüm Önerileri;
1. Çocuktan Sorumlu Bakanlık kurulmalı. Tüm sorunlar tek bir yerde toplanıp oradan çözülmeli,
2. Yoksulluktan kaynaklanan fırsat eşitsizliğini önleyici politikalar üretilmeli,
3. İlla çocuklar okullarda başlarını örtecek ise bu dönem kendi kararlarını verebilecekleri yaşa geldikleri lise dönemi olmalı,
4. Resmi nikâhı olmayanlara dini nikâh kıyılmamalı, kıyanlar da en ağır şekilde cezalandırılmalı,
5. Kayıt dışı çocuk kalmaması için yöntemler geliştirilmeli,
6. Genç nüfusu çoğunlukta olan bir ülke olarak, yetenek yönetimine önem vererek gençleri doğru alanlara yönlendirmemiz gerekli,
7. Zorunlu eğitim okul öncesinden başlatılmalı,
Prof. Dr. Bahadır Erdem, küçük yaşta evlendirilen çocuklarla ilgili; “Gelin, güzel bir kavramdır. Reşit olmamış bir çocuğu dini nikâh ile evlendirmek ve bu ayıba da çocuk gelin sorunu demek bu yüzden doğru değildir. Reşit olmayan çocuklarla dini nikâh ile evlenmek cinsel istismardan başka bir şey değildir.” diyor.
AKUT Vakfı Başkanı Ali Nasuh Mahruki de akraba evlilikleri ile ilgili; “Akraba evlilikleri engellenmeli, daha etkin bir şekilde mücadele edilmeli. Çünkü akraba evlilikleri sonucu hasta ya da sakat doğumlar olabiliyor. Akraba evliliği yapmış çiftler anne-baba olmaya karar verdikleri andan itibaren doğacak çocuklarının yaşama hakkını elinden alma ihtimallerini düşünmeden hareket ediyorlar.” diyor.
Uzmanlar böyle diyor ama peki 20 yıldır değişen ne oldu? Türkiye’de sorunlar hep aynı. Çözümü var ama sonuç değişmiyor. Uzmanlar “Kanun yapmak yerine uygulamalara öncelik verip bunlar denetlenmeli.” diyor. Kanunlar yapıyoruz, uluslararası sözleşmeleri imzalıyoruz. Kâğıt üzerinde her şey tamam, peki ya uygulama? Uygulamada yine sınıfta kalıyoruz!

Yorumlar

REKLAM

Popüler Yayınlar